Bayburt üniversitesi rektörü Prof. Dr. Gökhan Budak 20 yıl
yaşadığı depresyon sonucu intihar etti. Eş Sibel Budak; “Başaramadım diyerek
banyodan çıktı. Elbiselerinden sular akıyordu. Balkona doğru yöneldi ve
atladı.” dedi. İntihar eden Bayburt üniversitesi rektörü Prof. Dr. Gökhan
Budak’ın ailesi 20 yıldır depresyondan ilaçlarla kurtulamayan eşinin ölümünü
zayıflamak için kullandığı bitkisel ürünlerden olduğunu iddia etti.
Sabah gazetesinin 30.01.2013 tarihinde verdiği habere göre
Prof. Dr. Gökhan Budak depresyon ilaçları ile bitkisel ilaçları aynı anda kullandığı
için intihar ettiğini iddia ediliyor. Fakat asıl sorulması gereken soru gözden
kaçıyor.
20 yıldır Gökhan Budak anti-depresan ilaçlar kullanıyordu
fakat iyileşemedi. Bu da yetmezmiş gibi bir de depresif bir ruh haliyle intihar
etti. Burada gözden kaçan durum ise 20 yıldır antidepresan ilaçlara bağımlı bir
şekilde yaşayan Prof. Dr. Gökhan Budak neden 20 yıldır iyileşmedi ve neden
intihar etti? Kullandığı kimyevi ilaç ile kullandığı bitkisel ürünün laboratuar
raporu olmadan bu tür iddialarda bulunmak akıllara başka sorular getirdi.
Bu işin içinde bir iş
var!
Ülkemizdeki ilaç pazarı ile ilişkili önemli bir nokta ise
dışa bağımlılıktır. Türkiye ilaç üreten bir ülke olmanın çok uzağındadır ve
ilaç pazarının çok önemli miktarını ithalatla sağlamaktadır ve miktar her geçen
yıl artmaktadır. IMES-Türkiye verilerine göre 2003 yılında 14 milyon 138
bin kutu antidepresan tüketilirken, bu rakam 2006 yılı verilerine göre 22
milyon 651 bine, 2007 yılında ise 26 milyon 246 bine çıkmıştır. Türkiye
İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikasının (İEİS) verilerine göre ise 2002 yılında
toplam 789 milyon kutu ilaç tüketilmiştir ve toplam ilaç pazarı 4,8 milyar
TL’dir. Ancak 2008 yılının verileri incelendiğinde ilaç tüketimi kutu
bazında 1.379 milyara ve ilaç pazarı da 12,1 milyar TL’ye ulaşmıştır (İEİS
2009). Bu kadar büyük bir Pazar, kendisi hakında olumsuz bir haberin ne kadar
yaptırma yanlısı olur, elindeki gücü ne kadar kullanır artık bilemeyiz! Farklı
bir anekdot ise ülkemizin son 1 yıl içerisinde 50 milyar liralık depresyon
ilacı satın aldığını biliyor muydunuz?
Bu ne demek oluyor?
Bu şu demek oluyor; dünya üzerinde milyar dolarlık bir
kimyasal ilaç pazarı var demek oluyor.
Ayrıca 20 yıldır iyileşmeyen bir hasta söz konusudur. Bu kişi hem
depresif ruh halinden kurtulamıyor hem de aynı ruh haliyle intihar ediyor.
Haber konusu olmasının sebebi, bitkilerle kimyasal ilaçları kullanmış olması
değil de 20 yıldır antidepresan kullanıp neden iyileşmemiş olması sorgulanmalıdır.
Fakat Türkiye’nin önde gelen medya grupları tarafından bu husus sorgulanmıyor.
Olay farklı boyutlara taşınmak isteniyor.
Prof. Dr. Gökhan
Budak’ın intihar olayı ile bu olayı medyanın işleyişi birleştirince; sonuç çok
kafa karıştırıcı oluyor. Yani bu olaylar birleşince bitkilere karşı bir
kötüleme çabası olduğu anlaşımlaktadır. Nedeni ise aslında çok basit! Sadece
biraz düşünmek gerekiyor. Milyar dolarlık ilaç endüstrisinin yaptığını,
bitkiler daha ucuz ve daha hızlı bir şekilde gerçekleştirebiliyor. Fark edersiniz
ki hiçbir medya grubu bu konuyu irdelemez veya irdeleyemez. Acaba neden!
Bitkilerle kimyasal
ilaçlar etkileşir mi?

Çin’den Almanya’ya kadar birçok dünya ülkesi bitkisel gıda
takviyelerinin önemini bilmektedir. Biz de ise bitkiler ilaç sanayisini olumsuz
yönde etkileyeceği için bitkileri kabul ettirmiyorlar. Prof. Dr. Gökhan
Budak’ın 20 yıldır antidepresan kullanarak iyileşmemiş olmasını kimse
irdelemiyor. Neden? Çünkü büyük paralar söz konusu. Bitkilerin faydalarını tüm
dünya kabul ediyor fakat biz kabul edemiyoruz. Bu durum da ayrı bir muammadır.
Bitkiler yüzünden insanlar ölmüş müdür?
Tabi ki de ölmüştür. Fakat bu ölümlerin % 95’i bilinçsiz
kullanımdan kaynaklıdır. Ayrıca dünya üzerinde hangi nedenden ötürü ölüm yok
ki. Ayağına iğne battıktan sonra ölen insanlar dahi var bu dünyada. Sanki
modern tıbbın yöntemleri yüzünden ölen insan yok. En basit örneği, Mehmet Ali
Birand. Nur içinde yatsın kendisi. Hastaneye yürüyerek girdi fakat tüm çabalara
rağmen hastaneden tabutla çıktı. Yani Keza Müslüm Gürses ‘de yoğun bakımdan çıkamadı.
Yukarıda da bahsettiğimiz Bayburt üniversitesi rektörü Prof. Dr. Gökhan
Budak’ın haberi bu durumun en güncel örneğidir.
Haber: Çağrı SARIER
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder