Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

21 Nisan 2013 Pazar

Baş Ağrısı için Şifalı Bitkiler


Hangi bitki, baş ağrısına iyi geliyor? Kronik baş ağrısı için hangi bitki iyi geliyor?

Baş ağrısının birçok nedeni vardır. Beyne fazla kan hücumu, sinüzit, nezle, grip, bademcik, yüksek tansiyon, düşük tansiyon, kabızlık, göz bozukluğu, şeker hastalığı, dolaşım bozukluğu, karaciğer ve safra rahatsızlığı, solunum yetersizliği, tifo, verem, menenjit, aşırı üzüntü baş ağrısına neden olabilir.


Baş Ağrısı için Kullanılan doğal BİTKİSEL FORMÜLLER nelerdir?

  • Hanımların adet günlerinde görülen baş ağrıları için, 1 çay bardağı sıcak suya, 1 kahve kaşığı civanperçemi otu konulup, 10 dakika demlenip süzülür. Ve günde 2 çay bardağı içilir.
  • Baş ağrısına karşı Lavanta, papatya, kekik, karabaş otu gibi bitkiler, 1 çay bardağı sıcak suya, 1 kahve kaşığı koyup 5 dakika demlenip süzülür. Bu karışımdan günde 2-4 bardak içilir.
  • Migren için, 2 su bardağı kaynar su içine birer tatlı kaşığı hafif ezilmiş fesleğen, defne ve oğul otu konularak 15 dakika demlenir. Günde 2-3 bardak içilir. Bu karışımın içilmesine düzenli olarak en az 1 ay devam edilirse, zamanla migrene şifa olur.
  • Baş ağrısından kurtulmak için 1 Bardak kaynar suya, yarım çay kaşığı toz zencefil konur, 10 dakika bekletilip, günde 3 bardak içilir.
  • Baş ağrısından kurtulmak için 1 Bardak kaynar suya, 4-10 gram oğul otu konur. 10 dakika bekletilip günde 3 bardak içilir.
  • Baş ağrısından kurtulmak için 1 Bardak kaynar suya, 2 gram papatya konur, 10 dakika bekletilir günde 2 bardak içilir.
  • Baş ağrısından kurtulmak için 20 gram ıhlamur, 40 gram kedi otu kökü, 20 gram lavanta çiçeği, 20 gram oğul otu yaprağı karıştırılıp, 1 bardak kaynar suya 5-10 gram konur. 10 dakika bekletilip, günde 2-3 fincan içilir.


Baş ağrısına iyi gelen şifalı bitkiler nelerdir?


Anason tohumları; yakılarak dumanı solunursa baş ağrısını giderir.

Ardıç‘ın rendelenmiş meyveleri sirke içine koyup bekletildikten sonra bir bezle alınıp üzerine sarılırsa baş ağrılarını giderir.
Ayçiçek yağı; içilmez ama gargara olarak kullanıldığında uykusuzluk, kronik baş ağrısı ve asabiyete iyi gelir.
Ihlamur çayı, çiçeklerinden elde edilen ıhlamur ruhu baş ağrısını keser.
Karabiber tarçınla karıştırılarak kullanılırsa baş ağrısını giderici etki yapar. Ihlamurla kaynatılınca da sancı kesici etkisi vardır.
Limon suyu bir su bardağı kahve içine sıkılıp içilirse baş ağrısına etkili olur.
Muzun içindeki magnezyum baş ağrısı ve kramplara karşı etkili olur.
Nane çayı ve üzerlik otu baş ağrılarına iyi gelir

TİROİT HASTALIĞI HAKKINDA KISA BİLGİ



Kaç türlü tiroit hastalığı mevcuttur?
İki türlü tiroit hastalığı mevcuttur: 
· Fonksiyonel
 
· Yapısal (anatomik)
Fonksiyonel hastalık nedir? Kaç türlü fonksiyonel hastalık mevcuttur?
Tiroidin normal hormon yapımı dışında az veya çok hormon yapımı sonucu vücut fonksiyonlarında görülen bozukluklardır. Normal tiroit hormonu olanlara ötiroit denir.Herhangi bir nedenle tiroit hormon üretiminde azalma olması hipotiroidi, aşırı hormon üretimi ise hipertiroidi denilen hastalıkları oluşturur.
Tiroidin yapısal hastalığı ne demektir?
Tiroidin normal yapısını bozan bazı hastalıklar sonucu oluşur. Bunlar içinde en sık görülen hastalık guatrdır. Guatr, daha önce de belirtildiği gibi tiroidin büyümesine verilen isimdir.
Yapısal hastalıkların sebebi nedir?
Gerek diffüz, gerekse nodüler tiroit hastalıkları, tiroit fonksiyon bozuklukları sonucu oluşur.
Kaç türlü guatr mevcuttur?
Guatr değişik şekillerde bulunabilir. 
· Diffüz guatr: Her iki lob simetrik olarak büyümüştür. Muayenede tiroidin yüzü ele düz ve yumuşak olarak gelir. Bazen tek bir lob büyümüş olabilir. Norma  lde sağ lob soldan daha büyük olabilir. 
· Multinodüler guatr. Her iki tiroit lobu büyümüştür. Yüzü boğum ve tümseklerden oluşmaktadır. İçerisinde birden fazla nodül mevcuttur. 
· Soliter tiroit nodülü. Tiroit içinde bir tek nodül bulunur.

Türkiye'ye özgü 26 bitki keşfedildi


Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın Kaş-Kekova Özel Çevre Koruma bölgesindeki araştırmasında, 51 familyaya ait 187 cins, bu cinslere ait 272 tür ve tür altı takson tespit edildi. Bu türlerin 26'sının, Türkiye'ye özgü bitkiler olduğu saptandı.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın Antalya'da Kaş-Kekova Özel Çevre Koruma (ÖÇK) bölgesindeki araştırmasında, 51 familyaya ait 187 cins bitki, 96 kuş, 20 memeli, 16 sürüngen ve 4 iki yaşamlı türü tespit edildi.

Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamaya göre, Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü'nün Kaş-Kekova ÖÇK bölgesinde gerçekleştirdiği biyolojik çeşitlilik araştırmasında, yöreye özgü bitki ve hayvan türleri belirlendi.

Araştırmada bitki sosyolojisi, bitki sistematik, memeli ve kuş, iki yaşamlı ve sürüngen uzmanları, coğrafi bilgi sistemi uzmanıyla şehir ve bölge plancısı yer aldı.


TÜRKİYE'DE İLK KEZ KAYDEDİLDİ
Floristik çalışmalar sonucunda, 51 familyaya ait 187 cins, bu cinslere ait 272 tür ve tür altı takson tespit edildi. Bu türlerin 26'sının, Türkiye'ye özgü bitkiler olduğu saptandı. Bunlar arasında, ilk kez W. Greuter tarafından 1974'te Meis Adası'nda bulunan yabani havuç (daucus conchitae) türü, Türkiye için yeni kayıt oldu. Nesli tehdit ve tehlike altındaki onopordum rhodense de ülkede ilk kez kaydedildi.


Fauna çalışmaları sonucu bölgede 2 tür böcekçil, 4 tür yarasa, 9 tür kemirici, 3 tür yırtıcı, 2 tür çift toynaklı olmak üzere 20 memeli türü belirlendi.

Bölgede 96 kuş türü tespit edildi. Bunların arasında, Doğa ve Doğal Kaynakların Korunması İçin Uluslararası Birlik (IUCN) koruma kriterlerine göre "tehlikeye yakın" statüsündeki ada martısı ve gökkuzgun ile "zarar görebilir" statüsündeki küçük kerkenez de yer aldı.

Kaş-Kekova ÖÇK bölgesindeki herpetolojik çalışmalar sonucunda, şimdiye kadar 1 semender, 3 kuyruksuz kurbağa, 1 kaplumbağa, 9 kertenkele ve 6 yılan olmak üzere 20 sürüngen ve iki yaşamlı türü saptandı. Bunlardan "zarar görebilir" statüsündeki semender (lyciasalamandra luschani), bölge için endemik tür olarak gözlendi.

TEHDİTLER BELİRLENDİ         
Araştırmada, ayrıntılı biyolojik çeşitlilik envanteri ile insan kullanımının bu çeşitliliğe etkileri de incelenerek, tehditler belirlendi, bunları ortadan kaldıracak tavsiyeler geliştirildi.

Bölgedeki bazı alanlar, barındırdığı tür çeşitliliği ve insan kullanımlarıyla ilişkileri bakımından "hassas bölge" olarak tanımlandı.

Yöre halkına, tıbbi ve aromatik bitki yetiştirilmesi, bazı türlerin süs bitkisi sektörüne kazandırılması, küçük kerkenez türünün izlenmesi ve korunmasıyla biyolojik çeşitliliğin tanıtılması ve farkındalığın arttırılmasına yönelik alt projeler tavsiye edildi.

Roma'da er meydanı


Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri'nin efsanevi başpehlivanı Ahmet Taşçı ile Gökhan Arıcı, ''Roma'nın Doğuşu'' isimli etkinlik kapsamında, gladyatörlerin mekanında gösteri yaptı.

Roma kentinin tarihi ve kültürel güzelliklerinin değerinin bilinmesi ve yüceltilmesi maksadıyla faaliyetlerini yürüten Gruppo Romano Storico'nun bugün düzenleyeceği ''Roma'nın Doğuşu'' isimli bir dizi etkinlik öncesi başpehlivanlar Ahmet Taşçı ve Gökhan Arıcı, ön tanıtım olarak gladyatörlerin mekanında kısa süreli bir gösteride bulundu.


*************************************************************

Gladyatörlerin, Kolezyum'a çıkmadan önce konakladıkları, idman yaptıkları ''Lotus Magnus''ta Taşçı ve Arıcı'nın gösterisi gerek Romalılar'ın gerekse kentte bulunan turistlerin büyük ilgisini çekti.



Memur-Sen 1 Mayıs'ı Çanakkale'de kutlayacak


DİSK ve Türk-İş'in 1 Mayıs'ı Taksim'de kutlama kararının ardından Memur-Sen, 1 Mayıs'ı Çanakkale'de kutlama kararı aldı.

Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, 1 Mayıs'ı Çanakkale'de kutlama kararı aldıklarını açıkladı.
Gündoğdu, gazetecilere yaptığı açıklamada, 1 Mayıs'ı 6 konfederasyonun Taksim'de bir arada kutlaması için 3 kez bir araya geldiklerini anımsatarak, ilk başlarda birlikte kutlama konusunda anlaştıklarını ifade ederek, şunları kaydetti:

"Bu yıl 1 Mayıs'ı 6 konfederasyon Taksim'de kutlayacaktı. Her konfederasyon 5'er dakikayı geçmeyecek şekilde kendi bildirisini hazırlayacaktı. Hatta miting komitesi oluşturmuştuk. Ancak son toplantıda bunun detayını konuşmak için bir araya geldiğimizde DİSK'in Taksim'de bireysel olarak kutlayacağını öğrendik. İkinci sürpriz ise KESK Genel Başkanı'nın Türk-İş'e gönderdiği '1 Mayıs'ı Taksim'de diğer konfederasyonlar birlikte kutlayalım' yazısı oldu."
Gündoğdu, 4 yıl önce '6 konfederasyon olarak Taksim'de kutlayalım' diye karar aldıklarında DİSK ve KESK'in el ele verip Mustafa Kumru'yu Taksim'de yalnız bıraktığını savundu.
Bu tür düşüncelerin geride kaldığını zannettiklerini belirtin Gündoğdu, emek örgütlerinin "sözünde durmama ilkesizliğini" gösteren bu yaklaşımın üzerine konuşacak bir şey kalmadığını dile getirdi.
Yaşanan sorunlar nedeniyle çözüm süreci konseptine de uygun olarak 1 Mayıs'ı Çanakkale'de kutlama kararı aldıklarını vurgulayan Gündoğdu, "Şehitlerimizin ruhunu incitmemek ve Türk'üyle, Kürt'üyle, Laz'ıyla, Çerkez'iye, Alevi'siyle, Sünnisiyle bu ülke adına mücadele veren o destanı yazanların bu destanını hatırlamak adına 1 Mayıs'ı Çanakkale'de kutlama kararı aldık" dedi.

Kaynak: AA

20 Nisan 2013 Cumartesi

Önder: Çekilme 8-10 gün içinde başlar


BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, PKK'nın sınırdışına çekilme işleminin 8-10 gün içinde başlayacağını söyledi. Önder, Türkiye sınırlarında tek bir silahlı unsurun kalmayacağına da vurgu yaptı.


Çözüm sürecinin önemli isimlerinden Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, PKK'nın sınırdışına çekilme sürecinin 8-10 gün içinde başlayacağını ifade etti.
Son durumu Hürriyet gazetesine değerlendiren Önder, Kandil'de örgütün tüm kadrolarıyla görüştüğünü söyledi ve "Türkiye sınırlarında tek bir silahlı unsur kalmayacak" dedi.
BDP İstanbul Milletvekili Önder, sözlerine şöyle devam etti:
"Geri çekilmenin kendisi tartışılmıyor. KCK’yı oluşturan bütün yapılar Sayın Öcalan’ın bu önermesini güçlendirmek ve hayata geçirmek noktasında tam bir uyum ve güçlü bir irade koyuyorlar. Tartışılan şey bunun güvenli, sabotaja kapalı bir yöntemle ve ciddi bir ön hazırlıkla olmasıdır. Tahminime göre en fazla 8-10 gün içerisinde fiilen geri çekilme başlayacaktır."
PKK'DA ÇEKİLME TARTIŞMASI
Örgütün orta kademesinden gelen "Tedbir amaçlı bir kısım güçleri Türkiye'nin kuzey sahasında bırakalım" önerisine, Murat Karayılan'ın karşı çıktığını söyleyen BDP milletvekili, ''Karayılan’ın 'Orta kademede ikna sorunları yaşıyoruz' diyerek ifade ettiği tartışmaların bir kısmına biz de katıldık.

Devletin çağrışım hafızalarında güçlü bir şekilde yer ettiği oyunlarından dolayı bir kısım güçlerin tedbiren kuzey sahasında bırakma önerisi geldi. Karayılan ve KCK Yürütme Kurulu'nun diğer üyeleri bu öneriye şiddetle karşı çıktılar, reddettiler'' diye konuştu.

Kaynak: ntvmsnbc

Prostat Nedir? Kanser Belirtileri Nelerdir?


Prostat nasıl bir organdır, işlevleri nelerdir?
Prostat bezi erkek genital organlarından biri olup idrar kesesinin hemen altında, rektumun (bağırsakların son kısmı) önünde bulunur. İdrarı idrar kesesinden dışarı taşıyan kanal (üretra) prostat bezinin ortasından geçer. Testislerden ve yardımcı erkek organlarından salgılanan ve içinde spermlerin olduğu sıvıyı (meni) boşaltan kanal prostatın içinden geçen idrar kanalına (üretraya) açılır. Prostatı oluşturan hücrelerin yaptığı salgı, spermlerin bulunduğu meninin bir bölümünü oluşturur.

Erkeklerde yaş arttıkça prostat bezi büyüyebilir ve çevrelemiş olduğu üretrayı, yani idrar kesesinin çıkış yerini tıkayabilir. Bu durum idrar yapmada güçlük ile kendini gösterir. Bu hastalığa selim prostat hiperplazisi adı verilir. Bu aslında kanser olmamasına rağmen, prostat kanseri de aynı şikâyetlere neden olabileceğinden kanser olmadığı gösterilmelidir. 

Prostat kanseri nedir?
Prostat kanseri prostatı oluşturan hücrelerin kontrolsüz bir şekilde, gerekmediği halde çoğalmasıdır. Dünyada erkeklerde en sık görülen kanser türüdür.Yaşlı erkeklerin hastalığıdır. 

Prostat kanserinin belirtileri nelerdir?
Erken evredeki prostat kanseri belirti vermeyebilir. Aşağıda sayılan şikayetlerden herhangi biri olduğunda mutlaka bir doktora başvurulması gereklidir. 
  • Sık idrara çıkma (özellikle geceleri)
  • İdrar yaparken zorlanma
  • İnce ve kesintili idrar yapma
  • İdrar yaparken acı veya ağrı duyma
  • İdrarda kan görme
  • Sırt, kalça ve bel ağrısı 


MADALYONUN ÜÇÜNCÜ YÜZÜ

Çağrı SARIER'in
yazı dizisi



Mart ayının gelmesiyle dağlardaki şifalı bitkilerin harman dönemi başladı. Konumuzun bu harman dönemi olduğunu zannedenler, dağlardaki şifalı bitkilerin faydaları olduğunu düşünen varsa lütfen o düşüncelerini şimdilik bir kenara bıraksınlar ve tüm algı kapılarını açıp bizi iyi dinlesinler. Neden mi! Çünkü kimyasalcıların “tutuşma dönemi” başladı!




“Kimyasalcıların, Her Harman Vaktindeki Tutuşma Dönemine Hoş Geldiniz.”
Bu harman döneminde neler oluyor hemen kısaca özetleyeyim. Bitkisel ürünlere gönül vermiş, hak yolunda rabbin yarattığı nimeti rabbin kullarına sunan, ülkesine hizmet veren doktorlara karşı cephe alınıyor. Provokasyonlar yapılıyor. Bitkiler için anti-reklamlar oluşturularak halkın düşüncesi yönlendiriliyor. Basım yayın organları kullanılarak provokasyonlar destekleniyor.  Neden mi yapılıyor bunca şey? Tabi ki RANT için!

Uzun yıllar bu dönemlerde sürekli çirkin saldırılar yapıldı. Provokasyonlarla tahrik etmeye çalıştılar, provokatörler kullanarak gündemi değiştirdiler… Bunlara rağmen bizler bu konuda suskunluğumuzu hep koruduk. Ta ki şu ana kadar...

Arkadaş, sanki bizler insanlara zorla bitkisel ürün satıyoruz, sanki insanlara zorla bitki kullandırıyoruz! Tamam, bazı simsarlar var! Bitkisel ürünlerin sahtelerini yapıyorlar, bu durumu kabul ediyoruz. Hatta bizlerde bu insanlara karşı elimizden geldiği güçle savaşıyoruz, engel olmaya çalışıyoruz. Fakat kurunun yanında yaş da yanar misali; işini doğru, dürüst ve faydalı yapanlar da zarar görüyor. Bu muamele çok saçma.

Bizler insanlara sadece alternatif seçenek sunuyoruz. İnsanlar kimyasal ilaçların yan etkilerinden bıkmış durumda. Fayda göremeyen milyonlarca insan var. Fayda göremeyip, bitkilerden fayda sağlayan da binlerce hasta mevcut ki bunlar sürekli dergimize konu oluyor zaten. Peki, bu olaylar neden yansımıyor medyaya da sadece bitkilerin olumsuz haberleri üzerinde duruyorlar.

Binlerce yıldır bilinen şifalı bitkileri kim ne yaparsa yapsın alaşağı edemez!

Bitkilerden istifade edip fayda görmüş binlerce insan var, yazıktır. İşimiz gücümüz yok insanların sağlığıyla mı uğraşacağız. O kadar gaddar insanlar olsak Türkiye’nin önde gelen bitkisel gıda takviyeleri arasında yer alabilir miydik? Binlerce hastanın duasını alabilir miydik? Bu tutuşma dönemi hamleleri akıllara bazı sorular getirmiyor da değil hani!!

Kimyasal ilaçlardan ölen yok mu, sakat kalan yok mu, ömür boyu kimyasal ilaç kullanmaya zorlanan bizler değil miyiz, ilaçlarla ilgili olumsuz haberler niye medyaya yansımıyor, kimyasal ilaç üreticileri, bitkisel ürün üreticilerinin teftiş edildiği kadar teftiş ediliyor mu, ilaçlara bağımlı yaşamaya zorlanmıyor muyuz? Tabi ki de EVET! Bu soruların çoğununun cevabı kocaman bir EVET!

Evet, kimyasal ilaçlardan ölen var, sakat kalan da var hatta var olan hastalığının üzerine kimyasal ürünler yüzünden yeni bir hastalığa yakalanan vatandaşlar bile var. Bu tür haberler neden yayımlanmıyor dersiniz? Yine aynı yere çıkıyor sonuç RANT!!
Sabah Güney Gazetesi Yazarı çok güzel bir anekdota değinmiş. “Dünya hastalıkları tedavi etmek için milyarlar harcıyor. Bilim adamları harıl harıl çalışıyor. Yıllar süren deneyler yapıyorlar” demiş. Ne kadar da doğru söylemiş aslında. Gerçi yazısında O’nun amacı farklı ama yine de bilmeden görünmeyen gerçekliği gün yüzüne çıkardığı için teşekkür ediyorum. Lütfen şimdi dikkat edin. Küçük bir örnekle tüm bu rant kavgasını daha iyi kavrayacaksınız, provokasyonun nedenleri aklınızda canlanacak.

Şimdi, kendinizi sektörde öncü, büyük, yenilikçi bir inşaat firması olduğunu düşünün. Basite indirgeyelim. İşiniz sadece ve sadece ev yapmak. Piyasada da sadece siz ve sizin gibi birkaç firma var. Ülkedeki tüm evleri siz yapıyorsunuz. Evleri yapıyorsunuz yapmasına ama evin ömrü pek uzun değil. 20 yılda bir yenilenmesi gereken evler piyasaya sunuyorsunuz. İnsanlar mecburen bu evleri almak zorunda kalıyorlar çünkü başka seçenekleri yok! Gel zaman git zaman durduk yere bir adam çıka geliyor. Sizin çimento, tuğla, demir gibi bir sürü materyal kullanarak yaptığınız dairelerin aynısını, sadece odun kullanarak yapıyor. Hem lüks değeri sizinkiyle aynı, hem de sizin yaptığınız daireden 2 kat daha dayanıklı ve sizin yaptığınız daireden 5 kat daha ucuz bir iş ortaya çıkarıyor. Böyle bir durumda sizler ne yapardınız,  kısa bir süre düşününüz. İşte ONLARIN tutuşma döneminin sebebi bundan ibaret!

Bizler bunların hepsini anlıyoruz fakat çirkinleşmemek için susuyoruz. Ama artık yeter! Yaşamak için hepimizin tek bir hayatı var. Bu insanların milyarlarca dolar harcayarak yaptıklarını, tabiatın yardımıyla binlerce dolara yapan kişilere karşı cephe almaları doğal ama etik değil. Hele ki sağlık gibi önemli bir sektörde kesinlikle tavsif edilemez bir durumdur. Biz gelin beraber çalışalım derken onlar sizi varsaymayız demeleri açık bir şekilde içlerinin güzelliklerini ortaya koymakta!

Bizler dolandırıcı olsak, fayda sağlamayan bitkiler piyasaya sunsak 8 yıldır bu ülkenin öncü firması olabilir miydik? Sağlık bakanlığı bitkisel ürünlere savaş açmışmış. SAÇMA! Faydasız, yararı olmayan ürün üretenlere savaş açmalılar. Tüm bitkilere savaş açmak yanlış. Bizim tarihimizde de var olan bitkisel tedavi yöntemini ortadan kaldırmak demek ülkeyi yabancı kaynakların ellerine teslim etmektedir.

BÖBREK YETMEZLİĞİ HAKKINDA


Böbrek yetmezliği kısaca iki türlüdür. Biri akut böbrek yetmezliği diğeri ise kronik böbrek yetmezliğidir. Bu hastalık böbreğin normal görevlerini yerine getirememesine denir.

Akut böbrek yetmezliği genel olarak aniden ortaya çıkan ve tedavi edilebilir bir durumdur. Ancak tedavi edilmediğinde kronik böbrek rahatsızlığı ortaya çıkarabilir ve ölümcül olabilir.

Aniden ortaya çıkan ve böbrek yetmezliğine sebebiyet veren durumlar;

  •          Tansiyonun ani bir şekilde düşmesi
  •          Kazalar, büyük kanamalar
  •          Böbrek enfeksiyonları
  •          Zehirlenmeler
  •          İlaçlardan kaynaklanan allerjik olaylar
  •          Geçirilen büyük ameliyatlar
  •          İdrar yollarında oluşabilecek tıkanmalar
  •          Büyük yanıklar
  •    Kronik böbrek yetmezliği böbreğin faaliyetini düzeltilemeyecek şekilde yitirmesine denmektedir ve kronik böbrek yetmezliğine sebebiyet veren durumlar aşağıdaki gibidir..
  •          Yüksek tansiyon
  •          Sistemik hastalıklar ( şeker hastalığı, ailevi akdeniz ateşi)
  •          Böbrek kistleri
  •          Kanamalar
  •          Bazı ilaçlar
  •          Glomerülunefrit
  •          Veziko – Üretral reflü
  •          Bilinmeyen nedenler
  •          Böbrekler yetmezliği başladığında oluşabilecek durumlar;
  •          Halsizlik
  •          Bulantı, kusma
  •          İştahsızlık
  •      Vücutta su ve tuz birikmesi sonucu şişmeler ( ödem ) meydana gelir ve tansiyon yükselir
  •          Uyku hali, dalgınlık
  •          Kansızlık
  •          Ciltte renk değişikliği ve kaşıntı başlar

Bu hastalık erken dönemde fark edilirse ilaç ve diyet ilet geçiktirilebilir. Bu durum zamanında fark edilemezse ilaçla tedavi mümkün değildir ve böbrek nakli, diyaliz ve diyalize bağlı olarak periton diyaliz veya hemodiyaliz gerekebilir. Ayrıca Böbrek yetmezi tedavisinde kullanılan bir takım bitkiler de vardır. Şifalı bitkiler sayesinde böbrek yetmezliği hastalığını yenen ve yavaşlatan bir çok hasta bulunmaktadır.

Samet Aybaba: "Gerekirse bırakırız"


Manisa'da gazetecilerle kahvaltıda bir araya gelen Samet Aybaba, Siyah-Beyazlı kulüpteki geleceğiyle ilgili konuştu: “Önemli olan Beşiktaş'ın menfaatleri. Gerekirse sezon sonunda görevi bırakırız”

Bursaspor yenilgisinin ardından Beşiktaş’taki geleceği tartışma konusu olan ve son Antalyaspor mücadelesinde de yuhalanan teknik direktör Samet Aybaba, Siyah-Beyazlı kulüpteki geleceğiyle ilgili açıklamalar yaptı. Akhisar karşılaşması öncesinde gazetecilerle bir araya gelen Kartal’ın teknik direktörü, basın mensuplarıyla sohbet etti. Manisa Vali Yardımcısı Necmettin Yalınalp’in de bulunduğu toplantıda, samimi açıklamalar yapan Aybaba, “Benim Beşiktaş’la 4 yıllık sözleşmem var ama bu sadece kağıt üzerinde olan önemsiz bir anlaşma. Önemli olan her zaman Beşiktaş’ın menfaatleridir. Sezon sonunda kendi muhasebemizi yaparız ve gerekirse bırakırız, gerekirse de kalırız” ifadelerini kullandı.
Kaynak: fanatik.com.tr

‘Salih’te Potansiyel var’


Milli futbolcumuz Nuri Şahin, Salih Uçan'la ilgili çarpıcı sözler sarfetti.

Lig Tv’ye konuşan Nuri Şahin, Salih’i sezon başından beri takip ettiğini belirterek; “Türkiye’de orta sahada eksik olan 10 numara pozisyonunu gol atarak oynayan bir futbolcu. Sadece pas yaparak değil, o pozisyonda gol tehlikesi yaratan biri. Aykut hoca bazen oynatıyor, bazen dışarıda bırakıyor. Almanya’da bir deyim vardır: Yakmıyor futbolcuyu. Ateşe atıyor ama yakmıyor. Aykut hoca çok koruyor Salih’i. 


İyi oynarlar, marka olamazlar

Geleceği çok parlak. Yaptıkları ortada. Çok genç. Hem saçlarıyla hem futboluyla marka olabilecek bir isim. Bazı futbolcular vardır. Çok çok iyi oynarlar ama marka olamazlar. Salih ise hem saçlarıyla hem tarzıyla hem de futboluyla dünyada büyük marka olabilecek bir futbolcu. İnşallah yolu açık olur. Türk futbolu için çok önemli bu. U20 Dünya Kupası’nda da oynayacak. Kupayı bize getirir inşallah” dedi. Nuri, Fenerbahçe’nin Avrupa Ligi kupasını alması temennisinde de bulundu.


                   KAYNAK:fanatik.com.tr

Chedjou'dan Aslan'a Mesaj


Galatasaray'ın transfer listesinde olduğu iddia edilen Lille'in yıldız stoper’i Aurelien Chedjou: “Türkiye'ye gelebilirim” diyerek Sarı-Kırmızılı ekibe yeşil ışık yaktı.

Stoper arayışları içinde olan Galatasaray’ın listesinde olduğu öne sürülen Aurelien Chedjou, önemli açıklamalar yaptı. Lille forması giyen Kamerunlu yıldız, önümüzdeki sezon başka bir takımda forma giymek istediğini açıkladı. Lille’de şampiyonluk da yaşamış olan Chedjou: “Eğer Lille’den ayrılırsam şampiyonluk yaşayabilecek, önemli bir takıma gitmek isterim. Almanya, İspanya, İngiltere veya Türkiye’ye gidebilirim. Şimdilik her teklife açığım. Fakat benim için önemli olan konu, ailemin iyi şartlarda yaşayacak olması. Taraftarlara çok bağlıyım ve onların hiçbirisine saygısızlık yapmak istemem. Bu nedenle transferim sessiz gerçekleşecek” diye konuştu.

Değeri 10 milyon Euro

Kamerunlu oyuncu Fenerbahçe forması giyen Sow’la çok iyi arkadaş olduğunu belirterek, kendisiyle sürekli olarak telefonda görüştüğünü ifade etti. Futbola Kamerun’da başlayan Chedjou, daha sonra Villarreal’de oynadı. Bir süre Fransa’da Pau, Auxerre ve Rouen takımlarında forma giydikten sonra Lille’in B takımına 200 bin Euro karşılığında transfer oldu. Fransa’nın en iyi stoperlerinden biri olarak gösterilen Chedjou’nun piyasa değeri ise 10 milyon Euro civarında.


kaynak: fanatik.com.tr

Kartal Seri Arıyor


Antalyaspor galibiyetiyle morallenen Beşiktaş, son 4 maçında 3 kez kazanarak çıkışa geçen Akhisar'a konuk oluyor. Siyah-Beyazlılar'da tek hedef 3 puan. Kartal kazanarak seri yakalamanın peşinde.


Antalyaspor karşısında Olcay Şahan’la hayat bulan Beşiktaş, kritik bir 90 dakikaya çıkıyor. Samet Aybaba’ya göre kalan maçlar içindeki en zor karşılaşmasına çıkacak olan Siyah-Beyazlılar, Gekas’ın sürüklediği Akhisar Belediyespor’a konuk oluyor. Şampiyonluk şansı mucizelere kalan Kara Kartal’da tek hedef, önümüzdeki sezon Avrupa arenasında yer alabilmek. Bunun için de kalan 5 maçta maksimum puan toplamak zorundalar. Akhisar’ın da durumu oldukça kritik. Hamza Hamzaoğlu’nun ekibi, son 4 maçında 9 puan toplayarak bir anda düşme hattında sınıra geldi ve rakipleriyle puan farkını eritti. Ev sahibi takımda Sani dışında eksik bulunmuyor. Akhisar Belediyespor, bu sezon 3 büyüklerle oynadığı 5 maçta da sahadan puansız ayrıldı. İlk yarıda İnönü Stadı’nda Beşiktaş’a konuk olan Ege temsilcisi, rakibine 3-1 kaybetmişti.




Muhtemel 11'ler

Akhisar BLD: Oğuz, Emrah, Uğur, Sonko, Çağdaş, Merter, Emin, Bilal, Sertan, Bruno, Gekas

Beşiktaş: McGregor, Hilbert, Escude,Ersan, Gökhan, Holosko, Necip, Fernandes, Oğuzhan, Olcay, Mustafa (Niang)

STAT: Manisa 19 Mayıs

SAAT: 20.00 

YAYIN: Lig TV

HAKEM: Kuddusi Müftüoğlu


Ağrı Kesici Bağımlıları!

Çağrı SARIER'in
yazı dizisi.

Baş ağrısı toplumun büyük kesiminde görülebilen ve insanların büyük çoğunluğunun hayatlarının değişik dönemlerinde karşılaştığı ve çare aradığı bir problemdir. Fakat insanların yanlış uyguladıkları bir durum vardır ki bu; her ağrı yaşadıklarında ağrı kesici ilaç kullanmak...

Genelde her birimiz ufak tefek bir ağrı olduğunda hemen ağrı kesicilere sarılmaktayız. Bu sayede ağrılarımıza bir nebzede olsun çare bulabiliyoruz. Fakat bu seferde sürekli ilaç kullanmak durumda kalıyoruz. Her ağrı yaşadığımızda hemen ağrı kesicilere sarılmamız bana; “bağımlısı olduğumuz ağrı kesicilerin bizlere hiç mi zararı yok?” sorusunu sormama neden oluyor. İnanıyorum ki sizde bu soruyu kendinize en az bir kere sormuşsunuzdur. Fakat kısa süre içinde gözle görülü hiçbir olumsuz etki yaşamadığımız için bu durumu göz ardı ediyoruz. İlaçların yaşatacağı olumsuz etkileri göz ardı ediyoruz. Fakat unutmamalıyız ki ilaçların her zaman bir yan etkisi vardır.

Ben bu yazı dizimde ilaçların bize olan olumlu veya olumsuz etkilerinden ziyade ağrı kesicilerin yaptığı etkiyi doğada, yan etkisiz bir şekilde bulmanıza yardımcı olacağım.

Ben kendimi bildim bileli ilaç kullanmaya karşıyımdır. Çok önemli bir şikâyetim olmadığı müddetçe ilaç kullanmaktan kaçınırım. Fakat bildiğim bazı arkadaşlarım var ki onlar en ufak şikâyetlerinde bile hemen ilaca sarılıyorlar. İşte bu yazı dizim tam da bu arkadaşlarım gibi düşünenleri ilgilendirmekte…

Sizler için ağrılara iyi gelen bitkileri özellikle araştırdım. Vücudunuzda olabilecek tüm ağrılar için kullanabileceğiniz, kendi kendinize evinizde bile kullanabileceğiniz bir takım bitkilerden bahsedeceğim.
Ağrı kesici etkisi olan bitkilerin başında aspirinin ham maddesi olan söğüt ağacının dal kabuğu, acı kırmızı biber ve kiraz gelir. Özellikle kiraz aspirinden çok daha güçlü bir ağrı kesicidir. Kirazın meyvesi her türlü ağrıda etkili olan bir ağrı kesici niteliğindedir. Her hangi bir işleme tabi tutmadan doğrudan yenmesi ile ağrı kesici etkisini gösterir.

Ayrıca ağrılarınıza yanıt verebilecek birkaç tane daha bitki doğada mevcuttur. Özellikle zencefil bitkisini kullanarak hem farklı bir lezzet deneyebilir, hem de ağrı kesici şikayetlerinize bir son verebilirsiniz. Bilhassa iltihaptan kaynaklanan ağrılar için zencefil kullanabilir ve fayda sağlayabilirsiniz.

Yukarıda bahsettiğimiz altın ağrı kesici niteliğindeki bitkilerin dışında, yine ağrı kesici etkisi olan birçok bitki doğamızda bulunmaktadır. Adamotu, civanperçemi, çam, çiğdem, ebegümeci, güzel avrat otu, karanfil, kavak, keten, lavanta, loğusa otu, Mürver, nane, papatya, sedef otu ve söğüt bitkileri ağrı kesici özelliğiyle bilinen diğer bitkiler arasındadır.

Siz siz olun vücudunuzda olan ağrıları hafife almayın! Küçük şeyler büyük sonuçlar doğurabilir. Ağrı yaşadığınızda kendi kendinize ilaç yazarcasına ağrı kesici kullanmayın. Ağrı kesici etkisini bitkilerle de sağlayabilirsiniz.

19 Nisan 2013 Cuma

Çocuklara Yeterli Bütçe Ayrılmıyor


Bilgi Üniversitesi’nde yapılan çalışma; nüfusun üçte birinin 18 yaşın altında olduğu Türkiye’de, çocuğa yönelik kamu harcamalarındaki artışın GSYH artış hızının gerisinde kaldığını ortaya koyuyor.


İstanbul Bilgi Üniversitesi tarafından hazırlanan “STK’lar İçin Çocuğa Yönelik Harcamaları İzleme Kılavuzu”, nüfusunun yaklaşık üçte biri 18 yaşın altında olan Türkiye’de, Merkezi Yönetim İdareleri tarafından çocuklar için yapılan kamu harcamalarının çok düşük olduğunu ortaya koydu.

Bilgi Üniversitesi STK Eğitim ve Araştırma Birimi ile Çocuk Çalışmaları Birimi tarafından hazırlanan ve 2008-2011 yılları arasında Türkiye’de çocuklar için yapılan harcamaların düzeyini inceleyen çalışma, sivil toplum kuruluşlarının bu harcamaları izlemesini kolaylaştırmayı da hedefliyor.
Türkiye’nin yaklaşık üçte birini temsil eden 18 yaşın altındaki 22,6 milyon çocuk için 2011 yılında bu dört alanda yapılan harcamaların GSYH’ye oranı ancak yüzde 1,11’ye ulaşıyor. Bu oran 2008 yılı için yüzde 1,02; 2009 yılı için yüzde 1,33 ve 2010 yılı için yüzde 1,21 olarak hesaplanıyor. Bu veriler, Türkiye’de çocuğa yönelik kamu harcamalarındaki artışın GSYH artış hızının gerisinde kaldığını ortaya koyuyor. Bu harcamalara, kamunun eğitim hizmetlerine ilişkin harcamaları da eklendiğinde, Türkiye’nin çocuklara yönelik harcamalarının GSYH’ye oranı 2011 yılında yüzde 3,43’e ulaşıyor.
Çocuğa yönelik sosyal hizmet ve sosyal yardım harcamaları 3,8 milyar TL, sağlık harcamaları 10,3 milyar TL, adalet harcamaları 342 milyon TL ve çocuk işçiliğiyle mücadele harcamaları 629 bin TL olarak hesaplanabiliyor. 2011’de bu dört alanda çocuklar için harcanan toplam rakam ise 14,5 milyar TL.
HARCAMALAR AYRIŞTIRILMIYOR Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve SGK’nın harcamaları dışındaki sosyal yardım ve sosyal hizmetler, sağlık, adalet ve çocuk işçiliğiyle mücadele konusunda yapılan harcamalar kamu kurumları tarafından ayrıştırılarak yayınlanmadığı için, hesaplamalar ancak göstergeler kullanılarak yapılabiliyor.
Hükümet yetkililerinin ve meclisin çocuklara yönelik bütün harcamaların düzeyini ve etkinliğini takip etmeden çocuklara dönük politika geliştirmeleri ve karar almalarının hem sağlıksız hem de zor olduğu belirtilen çalışmada, STK’ların Türkiye’de çocuğa yönelik harcama alanları ve miktarını bilmek istedikleri de vurgulanıyor.
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER UYARIYOR Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Komitesi’nin, Türkiye’nin en son gönderdiği Çocuk Hakları Gelişim Raporu’na ilişkin yayımladığı 2012 tarihli Sonuç Gözlemleri’nde, Türkiye’nin hem çocuk hakları önceliklerini hem de bu doğrultuda çocuklar için harcanacak merkezi ve yerel bütçeyi yıl bazında belirlemesi gerektiğinin vurgulandığını da belirtilen çalışmanın yazarları Nurhan Yentürk, Ayşe Beyazova ve Gözde Durmuş şunları belirtiyor:
“2008-2011 yılları arasında Türkiye’nin GSYH’sinde artış meydana geldiği halde çocuklara yönelik harcamaların oranında 2008 yılından sonra artış olmadığı görülüyor. Bu durum, Türkiye’nin GSYH’sinde aynı yıllarda meydana gelen büyümenin çocuğa yönelik harcamalara aynı düzeyde yansıtılmadığını da gösteriyor. Oysa, çocuğun öncelikli yararı açısından bakıldığında; çocuklara yönelik harcamalardaki artış oranının Türkiye’nin genel büyüme oranının da üstünde olması gereklidir. Bu çalışmayla; Türkiye’de çocuğa yönelik harcamaların ayrıştırılmasının, tüm kurumlar tarafından şeffaf bir biçimde kamuoyuyla paylaşılmasının ve politika üretenler tarafından bilinerek ve değerlendirilerek çocukların öncelikli yararına uygun planlanma yapılmasının önemine dikkat çekiyoruz. Çocuğa ilişkin bütçenin yeterli düzeyde ve etkin olarak yapılmasını sağlayacak biçimde artırılması ve ayrıştırılarak şeffaf biçimde yayınlanması için çağrı yapıyoruz.”

Söz konusu yayına http://stk.bilgi.edu.tr/stkButce.asp adresinden ulaşmak mümkün.
kaynak: ntvmsnbc