Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

20 Nisan 2013 Cumartesi

MADALYONUN ÜÇÜNCÜ YÜZÜ

Çağrı SARIER'in
yazı dizisi



Mart ayının gelmesiyle dağlardaki şifalı bitkilerin harman dönemi başladı. Konumuzun bu harman dönemi olduğunu zannedenler, dağlardaki şifalı bitkilerin faydaları olduğunu düşünen varsa lütfen o düşüncelerini şimdilik bir kenara bıraksınlar ve tüm algı kapılarını açıp bizi iyi dinlesinler. Neden mi! Çünkü kimyasalcıların “tutuşma dönemi” başladı!




“Kimyasalcıların, Her Harman Vaktindeki Tutuşma Dönemine Hoş Geldiniz.”
Bu harman döneminde neler oluyor hemen kısaca özetleyeyim. Bitkisel ürünlere gönül vermiş, hak yolunda rabbin yarattığı nimeti rabbin kullarına sunan, ülkesine hizmet veren doktorlara karşı cephe alınıyor. Provokasyonlar yapılıyor. Bitkiler için anti-reklamlar oluşturularak halkın düşüncesi yönlendiriliyor. Basım yayın organları kullanılarak provokasyonlar destekleniyor.  Neden mi yapılıyor bunca şey? Tabi ki RANT için!

Uzun yıllar bu dönemlerde sürekli çirkin saldırılar yapıldı. Provokasyonlarla tahrik etmeye çalıştılar, provokatörler kullanarak gündemi değiştirdiler… Bunlara rağmen bizler bu konuda suskunluğumuzu hep koruduk. Ta ki şu ana kadar...

Arkadaş, sanki bizler insanlara zorla bitkisel ürün satıyoruz, sanki insanlara zorla bitki kullandırıyoruz! Tamam, bazı simsarlar var! Bitkisel ürünlerin sahtelerini yapıyorlar, bu durumu kabul ediyoruz. Hatta bizlerde bu insanlara karşı elimizden geldiği güçle savaşıyoruz, engel olmaya çalışıyoruz. Fakat kurunun yanında yaş da yanar misali; işini doğru, dürüst ve faydalı yapanlar da zarar görüyor. Bu muamele çok saçma.

Bizler insanlara sadece alternatif seçenek sunuyoruz. İnsanlar kimyasal ilaçların yan etkilerinden bıkmış durumda. Fayda göremeyen milyonlarca insan var. Fayda göremeyip, bitkilerden fayda sağlayan da binlerce hasta mevcut ki bunlar sürekli dergimize konu oluyor zaten. Peki, bu olaylar neden yansımıyor medyaya da sadece bitkilerin olumsuz haberleri üzerinde duruyorlar.

Binlerce yıldır bilinen şifalı bitkileri kim ne yaparsa yapsın alaşağı edemez!

Bitkilerden istifade edip fayda görmüş binlerce insan var, yazıktır. İşimiz gücümüz yok insanların sağlığıyla mı uğraşacağız. O kadar gaddar insanlar olsak Türkiye’nin önde gelen bitkisel gıda takviyeleri arasında yer alabilir miydik? Binlerce hastanın duasını alabilir miydik? Bu tutuşma dönemi hamleleri akıllara bazı sorular getirmiyor da değil hani!!

Kimyasal ilaçlardan ölen yok mu, sakat kalan yok mu, ömür boyu kimyasal ilaç kullanmaya zorlanan bizler değil miyiz, ilaçlarla ilgili olumsuz haberler niye medyaya yansımıyor, kimyasal ilaç üreticileri, bitkisel ürün üreticilerinin teftiş edildiği kadar teftiş ediliyor mu, ilaçlara bağımlı yaşamaya zorlanmıyor muyuz? Tabi ki de EVET! Bu soruların çoğununun cevabı kocaman bir EVET!

Evet, kimyasal ilaçlardan ölen var, sakat kalan da var hatta var olan hastalığının üzerine kimyasal ürünler yüzünden yeni bir hastalığa yakalanan vatandaşlar bile var. Bu tür haberler neden yayımlanmıyor dersiniz? Yine aynı yere çıkıyor sonuç RANT!!
Sabah Güney Gazetesi Yazarı çok güzel bir anekdota değinmiş. “Dünya hastalıkları tedavi etmek için milyarlar harcıyor. Bilim adamları harıl harıl çalışıyor. Yıllar süren deneyler yapıyorlar” demiş. Ne kadar da doğru söylemiş aslında. Gerçi yazısında O’nun amacı farklı ama yine de bilmeden görünmeyen gerçekliği gün yüzüne çıkardığı için teşekkür ediyorum. Lütfen şimdi dikkat edin. Küçük bir örnekle tüm bu rant kavgasını daha iyi kavrayacaksınız, provokasyonun nedenleri aklınızda canlanacak.

Şimdi, kendinizi sektörde öncü, büyük, yenilikçi bir inşaat firması olduğunu düşünün. Basite indirgeyelim. İşiniz sadece ve sadece ev yapmak. Piyasada da sadece siz ve sizin gibi birkaç firma var. Ülkedeki tüm evleri siz yapıyorsunuz. Evleri yapıyorsunuz yapmasına ama evin ömrü pek uzun değil. 20 yılda bir yenilenmesi gereken evler piyasaya sunuyorsunuz. İnsanlar mecburen bu evleri almak zorunda kalıyorlar çünkü başka seçenekleri yok! Gel zaman git zaman durduk yere bir adam çıka geliyor. Sizin çimento, tuğla, demir gibi bir sürü materyal kullanarak yaptığınız dairelerin aynısını, sadece odun kullanarak yapıyor. Hem lüks değeri sizinkiyle aynı, hem de sizin yaptığınız daireden 2 kat daha dayanıklı ve sizin yaptığınız daireden 5 kat daha ucuz bir iş ortaya çıkarıyor. Böyle bir durumda sizler ne yapardınız,  kısa bir süre düşününüz. İşte ONLARIN tutuşma döneminin sebebi bundan ibaret!

Bizler bunların hepsini anlıyoruz fakat çirkinleşmemek için susuyoruz. Ama artık yeter! Yaşamak için hepimizin tek bir hayatı var. Bu insanların milyarlarca dolar harcayarak yaptıklarını, tabiatın yardımıyla binlerce dolara yapan kişilere karşı cephe almaları doğal ama etik değil. Hele ki sağlık gibi önemli bir sektörde kesinlikle tavsif edilemez bir durumdur. Biz gelin beraber çalışalım derken onlar sizi varsaymayız demeleri açık bir şekilde içlerinin güzelliklerini ortaya koymakta!

Bizler dolandırıcı olsak, fayda sağlamayan bitkiler piyasaya sunsak 8 yıldır bu ülkenin öncü firması olabilir miydik? Sağlık bakanlığı bitkisel ürünlere savaş açmışmış. SAÇMA! Faydasız, yararı olmayan ürün üretenlere savaş açmalılar. Tüm bitkilere savaş açmak yanlış. Bizim tarihimizde de var olan bitkisel tedavi yöntemini ortadan kaldırmak demek ülkeyi yabancı kaynakların ellerine teslim etmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder